ABD’nin Ticaret ve Savunma Politikaları Avrupa’yı Zorluyor
ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret ve savunma politikaları, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini ciddi şekilde rahatsız ediyor. Özellikle korumacı ekonomi politikaları ve savunma harcamalarına yönelik talepler, AB ile ABD arasındaki ilişkileri gerginleştiriyor. Bu durum, Avrupa’nın ekonomik ve jeopolitik zorluklarını daha da artırıyor.
ABD’nin Korumacı Politikaları ve Avrupa’nın Tepkisi
Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımıyla başlattığı korumacı ekonomi politikaları, çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi uygulanması gibi kararlarla AB ülkelerini de etkiledi. AB, bu uygulamaların makul bir gerekçesi olmadığını belirterek, haksız önlemlere karşı sert tepki vereceğini açıkladı. ABD’nin gümrük vergileri, küresel piyasaların verimliliğini ve entegrasyonunu bozarken, ekonomik belirsizliği de artırıyor.
AB, Trump’ın önerdiği karşılıklı tarifeler içeren ticaret politikasını yanlış bir adım olarak görüyor. Serbest ve adil ticarete yönelik haksız engellere karşı derhal misilleme yapılacağı mesajını veren AB, ticaret savaşına girişmekten çekinmeyeceğini de vurguladı.
Savunma Harcamaları ve NATO Üyeleri
ABD Başkanı Trump, Avrupa ülkelerinin savunmaya daha fazla kaynak ayırmasını talep ediyor. Halihazırda AB ülkelerinin savunma harcamaları, GSYH’lerinin ortalama yüzde 1,9’u seviyesinde bulunuyor. Trump, NATO üyelerinden GSYH’lerinin yüzde 5’ini savunmaya harcamalarını istiyor. Bu talep, AB ülkeleri için bütçelerini ciddi ölçüde değiştirmelerini gerektirecek bir zorluk oluşturuyor.
Yavaşlayan ekonomik büyüme, yüksek kamu borcu ve bütçe açıklarıyla mücadele eden birçok Avrupa ülkesi, savunma harcamalarını artırmakta zorlanıyor. Bu durum, AB ile ABD arasındaki güven ilişkisini de sarsıyor.
AB’nin Ekonomik Zorlukları
AB’nin ekonomik büyümesi, son yıllarda ABD ve Çin ile karşılaştırıldığında oldukça düşük seyrediyor. AB’nin 2025 büyüme beklentisi yüzde 1,5 olarak öngörülürken, Avro Bölgesi’nin bu yıl sadece yüzde 1 civarında büyüyeceği tahmin ediliyor. Avrupa’nın ekonomik büyümesindeki düşüklük, uzun vadede rakiplerle olan farkı daha da açıyor.
AB, üretkenlik ve rekabet gücünde de ciddi kayıplar yaşıyor. Üretkenlik artışı yavaş seyreden ve iş gücü maliyetleri hızla yükselen Avrupa ülkeleri, sanayide rekabet gücünü ABD ve Çin gibi ülkelere kıyasla yitirdi. Bu nedenle AB, rekabetçilik alanına daha fazla odaklanmak istiyor.
Yüksek Kamu Borcu ve Bütçe Açıkları
AB ülkelerinin önemli bir kısmı, yüksek kamu borcu ve bütçe açıklarıyla mücadele ediyor. Birlik kuralları uyarınca, üye ülkelerin kamu borçlarının GSYH’lerinin yüzde 60’ını, bütçe açıklarının da GSYH’lerinin yüzde 3’ünü geçmemesi gerekiyor. Ancak Yunanistan, İtalya, Fransa, Belçika ve İspanya gibi ülkelerde kamu borcu oranı yüzde 100’ü aşıyor.
Yüksek kamu borcu ve bütçe açıkları, AB ülkelerinin ekonomilerini canlandırmaları ve savunma gibi alanlara kaynak aktarmalarını zorlaştırıyor.
Enflasyon ve Enerji Sorunları
Avrupa’da enflasyon oranı hala yüksek seyrediyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) orta vadede yüzde 2 enflasyon hedefliyor ancak Avro Bölgesi’nde enflasyon yüzde 3 seviyesine yakın seyrediyor. Ayrıca, AB enerjide de sorunlu bir dönemden geçiyor. Gaz depolarındaki doluluk seviyesi son 5 yılın aynı dönemindeki ortalamasının yaklaşık yüzde 10 altında bulunuyor.
Gaz fiyatları, hava sıcaklıklarının düşük seyretmesi ve depolardaki gaz miktarının azalmasıyla son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bu durum, Avrupa’nın çözmesi gereken öncelikli sorunlar arasında yer alıyor.
ABD’nin ticaret ve savunma politikaları, Avrupa’yı ekonomik ve jeopolitik açıdan zorluyor. AB, yavaşlayan ekonomik büyüme, yüksek kamu borcu, enflasyon ve enerji sorunlarıyla mücadele ederken, ABD ile olan gergin ilişkiler de bu zorlukları artırıyor. Avrupa’nın önümüzdeki dönemde bu sorunlarla başa çıkabilmek için etkili stratejiler geliştirmesi gerekiyor.
Comments